Ya çok güçsüz dallara tutunuyorum ya da çok sıkı tuttuğumdan elimde kalıyor hep tutunduklarım, bilmiyorum. Aslında bildiğim şeyler de var ama bunların pek hükmü yok hayatta, o yüzden bu kısmı es geçiyorum...
Neydim, neyim ve ne olacağım?.. Toprağa kavuşan yağmurun kokusu kadar davetkar, gelecek. Bense henüz gelmeyeceğini bilmediğim bir otobüsü bekler gibiyim yeni bir durakta. Aslında durduğum yerin durak olduğuna bile emin değilim. Parmak uçlarımdan akıp gidiyor sımsıkı tuttuğum hayallerim...Ve devam ediyor hayat, bir şeyler getirmeye, bir şeyler götürmeye... Eyvallah deyip susuyorum. Beni yaşamaya razı kılıyor suskunluğum. Sonra yavaşça mavisi sızıyor yine yüreğime umudun. Hüznün suskunluğu, umudun sarhoşluğu arasında bir yerlerde geçiyor ömrüm. Adamakıllı mutlulukları özlüyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder