26 Haziran 2015 Cuma

EKSİK BİR ŞEY Mİ VAR ?

İnsan ne için yaşar?
İnsanoğlunun yaratılanlar arasında en mükemmeli olduğu su götürmez bir gerçek olabilir ancak her birimizin bu kadar aynı olmasına rağmen bu kadar farklı oluşu nasıl açıklanabilir?
Eksik bir şey var hayatlarımızda... Ve yaşama amacımızın bu eksiğin ta kendisi olduğu kanaatindeyim. Ömür denen şey de; arayıp bulma çabası, deneyip yanılma serüvenlerimizin toplamı...

Tüm bu yolculuk süresince insan en çetin savaşını “inanmak” eylemiyle veriyor. Çünkü inanmak hava kadar su kadar mühim ve hayati bir ihtiyaç insan için. Burada inanmanın tüm anlamlarını kastediyorum; Allah’a, güneşe, aya, yıldıza, çiçeğe, böceğe, insana...Aradığımız şey bizim hayatı algılayış biçimimizle ilgilidir. Bu bağlamda inanmak için seçtiğimiz şey, yol haritamızın rotasını belirginleştirir.

Diğer yandan, her türlü farklılığa rağmen tüm yolculukların nihayetinde aynı ortak noktada yeniden birleşeceğini düşünüyorum. Geriye dönüp baktığımızda seçtiğimiz tüm yolların, girdiğimiz her yol ayrımının ve o yollarda nasıl yürüdüğümüzün de bizim nasıl bir insan olduğumuzun en güvenilir izahı olduğunu düşünüyorum.

İnanmak diyordum...Bazen sadece inanmak istediğimiz için inanıyoruz, bazen gerçekten “o” olduğunu hissettiğimizi varsayarak gözlerimizi kapatıyoruz. Bazen gerçekten “o” olmasını istiyor ve inanıyoruz. Bazen de artık inanmaktan bitkin düştüğümüzden akışına bırakıyoruz ki; bu bile içinde inanç barındırır: o eksik şeyin artık bulunamayacağı inancı ya da bulmak istememe inancı. Er ya da geç inanmakla ilgili sınavımızı tamamlıyor ve buluyoruz o eksik olan parçayı.Fakat bulunca da bitmiyor iş, yeni başlıyor. Çünkü inanmak eylemi içinde pek çok duyguyu barındırıyor ve ciddi bir sorumluluk gerektiriyor. Bu noktada başlayan süreç ise, bulduğumuz şeyin tüm sorumluluğunu alabilme cesaretimiz ve kırmadan dökmeden, kırılmadan dökülmeden inanmak eyleminin içinde barındırdığı duygulara sahip çıkabilme ve inandığımız şeyle hemhal olma becerimiz.

Ben inanmanın önce kendi yüreğimize, sonra başka bir yüreğe inanmakla devam ettiğini düşünenlerdenim. Başka bir yüreğe inanmak konusu aile, dostluk, aşk gibi farklı başlıklar altında çoğullanabilir. Bu başlıkların her biri irili ufaklı, ciddi ya da önemsiz pek çok yara açabilir ve elbette bir o kadar mutluluk da verebilir. Yola çıkmadan yolculuğun gidişatını kestirmek pek mümkün değildir ve attığımız her adımda karşılaştığımız duygular bize bir sonraki adımın yönünü gösterir.

İnsan ne için yaşar? İnsan, eksik olanı bulmak için yaşar, bunun için de yolculuklara çıkar. Haydar Ergülen “Yolculuk; evimizdir.” demiş, ne de güzel söylemiş.

Yüreğimizden tutunup başlamalıyız tüm yolculuklara, çünkü; orasıdır tüm yolların başlangıcı.

Nice mutlu yollara, ey insanoğlu...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder