Ne zaman bir spiker, “televizyonunu yeni açan
izleyicilerimiz için tekrarlıyorum” dese sadece benim için söylediğini farzedip
özel hissederdim kendimi ve yine sırf bu yüzden her zamankinden daha büyük bir
ciddiyetle dinlerdim sözlerini...
Alışkanlıklar kolay bırakılmıyor...
Hayat akıp geçerken önümden ben hep sonradan dahil oluyorum
koşuya ve kimse benim için tekrarlamıyor oyunun kurallarını, deniyor, yanılıyor ve hep ıskalıyorum... Benim için tekrarladığın tüm haberler için müteşekkirim ama
keşke diyorum sevgili spiker abla...alıştırmasaydın beni bu duruma... Bak
kalakalıyorum öyle insanların arasında!..
Sesini arıyorum belki... belki de inandıklarımın peşinde koşarken ben böyle,
hayat tozu dumana katıp geçiveriyor üstümden her seferinde... Sırtımda hep ayak
izleri, dipdibe...
Aslında her şey gayet net ve basit; A ve B noktaları
arasında uzanan kısa kesik çizgilerden ya da çeşitli eğrilerden ibaret
kaderimiz. Birimizinki bir diğeriyle kesiştiği zaman başlıyoruz
kalabalıklaşmaya...Derken kördüğüm olup kalıyoruz, çözebilene aşk ola! İşte
benim olayım tam da burda başlıyor; Hep aşk oluyor bana çünkü kördüğümü
çözmek için kesilerek feda edilen kısım oluyorum daima...Sonra yeniden
bağlanmak için var gücümle bir ilmek daha... ve hep o ilmeklerin arasında
sıkışıp kalıyor heveslerim; ne diyelim sağlık olsun...vardır bir hayır bunda da...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder