6 Ekim 2015 Salı

Tehlikeli Oyunlar


“…bir insanın iyi kötü ortaya bir eser koyması ne kadar zor ne kadar takdire şayan bir harekettir bilemezsin.
-ben ne koyuyorum ortaya albayım? diye çekinerek sordu Hikmet.
-kendini koyuyorsun evladım; daha ne koyacaksın?”


“- Gerçek nedir Hikmet amca?
- Gerçek… İki nokta üst üste koydun mu?
- Koydum Hikmet amca. Büyük harfle başlanıyor, değil mi?
- Hepsini büyük harfle yazsaydın.
Gerçeğin de soluna çiçek yapma sakın. Yaz bakalım: Gerçek, başkalarının bize uygulamaya çalıştığı tatsız bir ölçüdür.
- Birimi var mı Hikmet amca?
- Birimi insandır.”


"...nihayet insanlık da öldü!
 haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur.
bazı arkadaşlarımız önce bu habere inanmak istememişler ve uzun süre, "yahu insanlık öldü mü?" diye mırıldanmaktan kendilerini alamamışlardır.
gazetelerinde, "insanlık öldü mü?" ya da "insanlık ölür mü?' biçiminde büyük başlıklar yayımlamakla yetinmişlerdir. fakat acı haber kısa zamanda yayılmış ve gazetelere telefonlar, telgraflar yağmıştır; herkes, insanlığın son durumunu öğrenmek istemiştir. bazıları bu haberi bir kelime oyunu sanmışlarsa da, yapılan araştırmalar bu acı gerçeğin doğru olduğunu göstermiştir.
evet, insanlık artık aramızda yok.
`insanlıktan uzun süredir ümidini kesenler, ya da hayatlarında insanlığın hiç farkında olmayanlar bu haberi yadırgamamışlardır`.
fakat, insanlık âleminin bu büyük kaybı, birçok yürekte derin yaralar açmış ve onları ürkütücü bir karanlığa sürüklemiştir; o kadar ki, bazıları artık insanlık olmadığına göre bir âlemden de söz edilemeyeceğini ileri sürmeye başlamışlardır. böyle geniş yorumlarda bulunmak için vakit henüz erkendir.
insanlık artık aramızda dolaşmasa bile, hatırası gönüllerde yaşayacak ve çocuklarımız bizden, bir zamanlar insanlığın olduğunu, bizim gibi nefes alıp ıstırap çektiğini öğreneceklerdir. insanlığın güzel ve çekingen yüzünü ben de görür gibi oluyorum.
zavallı insanlık kendini belli etmeden sokaklarda dolaşır ve insanlık için bir şeyler yapmaya çalışanları sevgiyle izlerdi. bugün için insanlık ölmüşse de, onun ilkeleri akıllara durgunluk verecek bir canlılıkla aramızda yaşamaya devam edecektir. insanlıktan paylarını alamayanlar için o zaten bir ölüydü; onun bu kadar uzun yaşamasına şaşılıyordu.
yıllarca önce küçük bir kasabada dünyaya gelen insanlık, dünya savaşlarından birinde, çok rutubetli bir siperde göğsünü üşütmüş ve aylarca hasta yatmıştı.
hastalığın izlerini bütün ömrünce ciğerlerinde taşıyan insanlık, önceki gece sabaha karşı nefes alamaz olmuş ve gösterilen bütün çabalara rağmen gün ağarırken doktorlar, insanlıktan ümitlerini kesmek zorunda kalmışlardır.

1 yorum: